Elmalılı Hamdi Yazır Kuran ı Kerim Türkçe Meali 81-114 Arası Ayetler

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Güneş katlanıp dürüldüğünde,

2. Yıldızlar bulandığında,

3. Dağlar yürütüldüğünde,

4. Kıyılmaz mallar bırakıldığında,

5. Vahşi hayvanlar bir araya toplandığında,

6. Denizler ateşlendiğinde (suları çekilip, volkanlar halinde ateş püskürdüğünde),

7. Nefisler eşleştirildiğinde (iyiler iyilerle, kötüler kötülerle bir araya toplandığında),

8. Diri diri toprağa gömülen kıza sorulduğunda,

9. “Hangi günahtan dolayı öldürüldü?” diye.

10. Amel defterleri açıldığında,

11. Gök sıyrılıp açıldığında,

12. Cehennem kızıştırıldığında,

13. Ve cennet yaklaştırıldığında,

14. Herkes ne getirmiş olduğunu anlar.

15. Şimdi yemin ederim o sinenlere (gündüzleri gözden kaybolan yıldızlara),

16. O akıp akıp yuvasına gidenlere,

17. Yöneldiği an geceye,

18. Nefeslendiği (ağardığı) an sabaha ki,

19. Kuşkusuz o Kur’an, değerli bir elçinin sözüdür.

20. O elçi güçlüdür, Arş’ın sahibinin yanında çok itibarlıdır.

21. Orada ona itaat edilir, güvenilir.

22. Arkadaşınızı cin çarpmış değildir.

23. Andolsun o, Cebrail’i açık ufukta gördü.

24. O, gayb hakkında cimri de değildir.

25. O, kovulmuş bir şeytanın sözü değildir.

26. Hâl böyle iken, siz nereye gidiyorsunuz?

27. O, âlemler için öğütten başka bir şey değildir,

28. İçinizden doğru gitmek isteyenler için.

29. Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince, siz dileyemezsiniz.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Gök çatladığı vakit,

2. Yıldızlar döküldüğü vakit,

3. Denizler yarılıp akıtıldığı vakit,

4. Kabirlerin içi dışına getirildiği vakit,

5. Herkes neyi önünden gönderdiğini ve neyi geri bıraktığını bilir.

6. Ey insan! İhsanı bol Rabb’ine karşı seni aldatan nedir?

7. O Allah ki seni yarattı, seni düzgün yapılı kılıp ölçülü bir biçim verdi.

8. Seni dilediği her hangi bir şekilde parçalardan oluşturdu.

9. Hayır hayır, siz cezayı yalanlıyorsunuz.

10. Oysa üzerinizde koruyucular var.

11. Değerli yazıcılar

12. Onlar, siz her ne yaparsanız bilirler

13. Kuşkusuz iyiler nimet içindedirler.

14. Kötüler de cehennemdedirler.

15. Ceza günü ona girecekler.

16. Onlar o cehennemin gözünden kaçamazlar.

17. Ceza gününün ne olduğunu sen bilir misin?

18. Evet, bilir misin nedir acaba o ceza günü?

19. O gün, hiç kimsenin başkası için hiçbir şeye sahip olamadığı gündür. O gün buyruk yalnız Allah’ındır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Eksik ölçüp tartanların vay haline!

2. Onlar insanlardan kendilerine bir şey aldıkları zaman tam ölçerler.

3. Kendileri başkalarına bir şey ölçtükleri veya tarttıkları zaman eksik ölçer ve tartarlar.

4. Onlar tekrar diriltileceklerini zannetmiyorlar mı?

5. Büyük bir gün için.

6. Öyle bir gün ki, insanlar o gün Rabblerinin huzurunda divan duracaklar.

7. Hayır hayır, kötülerin yazısı muhakkak Siccin’dedir.

8. Bildin mi sen, Siccin nedir?

9. Yazılmış bir kitaptır o.

10. Vay haline yalanlayanların o gün!

11. Onlar ceza gününü yalanlayanlardır.

12. Onu ancak sınırı aşan ve günaha düşkün olanlar yalanlar.

13. Ona âyetlerimiz okunduğu zaman, “eskilerin masalları” der.

14. Hayır hayır, öyle değil. Aksine onların kazandığı günahlar kalplerinin üzerine pas olmuştur.

15. Hayır hayır, doğrusu onlar o gün Rablerini görmekten mahrumdurlar.

16. Sonra onlar muhakkak cehenneme girecekler.

17. Sonra da onlara: “İşte bu, yalanlayıp durduğunuz şeydir” denilecek.

18. Hayır hayır, iyilerin yazısı muhakkak Illiyyîn’dedir.

19. Bildin mi sen, Illiyyîn nedir?

20. Yazılmış bir kitaptır o.

21. Allah’a yaklaştırılmış melekler ona tanık olurlar.

22. Haberiniz olsun ki, iyiler nimet içindedir.

23. Tahtlar üzerinde etrafa bakarlar.

24. Yüzlerinde nimet ve mutluluğun sevincini görürsün.

25. Onlara damgalı saf bir içki sunulur.

26. Onun sonu misktir. İşte ona imrensin artık imrenenler.

27. Karışımı Tesnim’dendir (En üstün cennet şarabındandır).

28. Allah’a yakın olanların içecekleri bir kaynaktır o.

29. Doğrusu o suç işleyenler inananlara gülüyorlardı.

30. Onlara uğradıkları vakit birbirlerine göz kırpıyorlardı.

31. Evlerine döndükleri zaman zevklenerek dönüyorlardı.

32. Müminleri gördükleri vakit; “işte bunlar sapıklar” diyorlardı.

33. Oysa onlar müminler üzerine bekçi olarak gönderilmemişlerdi.

34. İşte bugün de inananlar kâfirlere gülecek.

35. Koltuklar üzerinde etrafa bakacaklar.

36. Nasıl, kâfirler yaptıklarının cezasını buldular mı?

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Gök yarıldığı,

2. Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit,

3. Yer uzatılıp düzlendiği,

4. İçinde ne varsa attığı ve tamamen boşaldığı

5. Ve Rabbini dinleyip kendisine yaraşır şekilde boyun eğdiği vakit,

6. Ey insan! Kuşkusuz sen Rabbine doğru çaba üstüne çaba sarfetmektesin, nihayet O’na varacaksın.

7. O vakit kitabı sağ eline verilen,

8. Kolay bir hesapla hesaba çekilecek,

9. Ve sevinçli olarak ailesine dönecektir.

10. Ama kitabı arkasından verilen,

11. “Yetiş ey ölüm!” diye bağıracak

12. Ve alevli ateşe girecektir.

13. Çünkü o ailesi içinde sevinçli idi.

14. Hiç Rabbine dönmeyeceğini sanmıştı.

15. Hayır Rabbi onu görmekte idi.

16. Şimdi, yemin ederim o şafağa,

17. Geceye ve içinde barındırdığı şeylere,

18. Derlendiği zaman o aya,

19. Ki, siz elbette halden hale geçeceksiniz.

20. Böyleyken onlar neden acaba iman etmezler?

21. Karşılarında Kur’ân okunduğu vakit secde etmezler?

22. Aksine o nankörler yalanlıyorlar.

23. Oysa Allah içlerinde sakladıklarını biliyor.

24. Onun için onlara elem verici bir azabı müjdele.

25. Ancak iman edip iyi ameller işleyenler başkadır. Onlara tükenmez bir ecir vardır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Burçlar sahibi gökyüzüne,

2. Vaad olunan o güne,

3. Şahitlik edene ve edilene andolsun ki,

4. Kahroldu o hendeğin sahipleri,

5. O çıralı ateşin,

6. Hani o ateşin başına oturmuşlar,

7. Müminlere yaptıklarını seyrediyorlardı.

8. Müminlere kızmalarının sebebi de, onların yalnız çok güçlü ve övgüye lâyık olan Allah’a iman etmeleri idi.

9. O Allah ki, göklerin ve yerin hükümranlığı O’nundur ve Allah her şeye şahittir.

10. İnanan erkek ve kadınlara işkence yapıp sonra da tevbe etmeyenlere cehennem azabı ve yangın azabı vardır.

11. İnanan ve iyi amel yapanlar için de altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük kurtuluş odur.

12. Kuşkusuz Rabbinin yakalaması serttir.

13. Yoktan o yaratır ve tekrar o diriltir.

14. Bununla beraber çok bağışlayandır, çok sevendir.

15. Arş’ın sahibidir, yücedir.

16. Dilediğini yapandır.

17. O orduların kıssası sana geldi mi?

18. Yani Firavun ve Semud’un?

19. Fakat o inkarcılar hâlâ bir yalanlama içinde.

20. Oysa Allah onları arkalarından kuşatmıştır.

21. Hayır o şerefli bir Kur’ân’dır.

22. Levhi Mahfuz’dadır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Andolsun o göğe ve Târık’a,

2. Târık nedir, bildin mi?

3. O, karanlığı delen yıldızdır.

4. Hiçbir nefis yoktur ki başında bir denetleyici bulunmasın.

5. Onun için insan neden yaratıldığına bir baksın.

6. Atılan bir sudan yaratıldı.

7. O su, erkeğin sulbü ile kadının göğüs kemikleri arasından çıkar.

8. Elbette Allah’ın onu döndürmeye gücü yeter.

9. O gün bütün sırlar yoklanıp, meydana çıkarılır.

10. İnsanın o gün ne bir gücü vardır, ne de bir yardımcısı.

11. Andolsun o dönüşlü göğe,

12. O yarılıp çatlayan yere,

13. Kuşkusuz Kur’ân, ayırıcı bir sözdür.

14. O asla bir şaka değildir.

15. Haberin olsun ki, kâfirler hep hile kuruyorlar.

16. Ben de hilelerine karşılık veririm.

17. Onun için sen kâfirlere mühlet ver, onlara az bir zaman tanı.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Rabbinin yüce adını tesbih et.

2. Yaratıp düzene koyan O’dur.

3. Takdir edip hidayeti gösteren O’dur.

4. Otlağı çıkaran,

5. Sonra da onu karamsı bir sel köpüğü haline getiren O’dur.

6. Bundan böyle sana Kur’ân’ı okutacağız da unutmayacaksın.

7. Yalnız Allah’ın dilediği başkadır. Çünkü o açığı da bilir, gizliyi de.

8. Seni en kolay yola muvaffak kılacağız.

9. Onun için öğüt ver, eğer öğüt fayda verirse.

10. Saygısı olan öğüt alacaktır.

11. Pek bedbaht olan da ondan kaçınacaktır.

12. O ki, en büyük ateşe girecektir.

13. Sonra ne ölecek onda, ne de hayat bulacaktır.

14. Doğrusu felah buldu (günahtan) temizlenen.

15. Rabbinin adını anıp namaz kılan.

16. Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz.

17. Oysa ahiret daha hayırlı ve daha kalıcıdır.

18. Kuşkusuz bu ilk sahifelerde vardır,

19. İbrahim ve Musa’nın sahifelerinde.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. O her şeyi kuşatacak olan Kıyamet’in haberi sana geldi mi?

2. Yüzler var ki, o gün eğilmiş, zillete düşmüştür.

3. Çalışmış, yorulmuştur.

4. Kızışmış bir ateşe girer.

5. Onlara kızgın bir kaynaktan su verilir.

6. Onlar için kuru bir dikenden başka yiyecek de yoktur.

7. O da ne besler, ne de açlığı giderir.

8. Yüzler de var ki, o gün nimetle mutludur.

9. Yaptığından hoşnuttur.

10. Yüksek bir cennettedir.

11. Orada boş bir söz işitmez.

12. Orada akan bir kaynak,

13. Yükseltilmiş divanlar,

14. Konulmuş kadehler,

15. Dizilmiş koltuklar, yastıklar,

16. Serilmiş halılar vardır.

17. Bakmıyorlar mı o develere, nasıl yaratılmış?

18. Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiş?

19. Bakmıyorlar mı dağlara, nasıl dikilmiş?

20. Yere bakmıyorlar mı, nasıl yayılmış?

21. Haydi öğüt ver; sen şimdi sırf bir öğütçüsün.

22. Onların üzerinde bir zorba değilsin.

23. Ancak kim yüz çevirir ve kâfir olursa,

24. Allah ona en büyük azap ile azap edecek.

25. Kuşkusuz onlar döne dolaşa bize gelecekler.

26. Sonra da bize hesap verecekler.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Andolsun fecre.

2. On geceye (Zilhicce ayının ilk on gecesine).

3. Çifte ve teke.

4. Gitmekte olan geceye.

5. Nasıl, bunlarda bir akıl sahibi için yemin var değil mi?

6. Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd kavmine?

7. Sütunlar sahibi İrem’e?

8. Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.

9. Vâdide kayaları yontan Semud kavmine?

10. Kazıklar sahibi (güçlü, kuvvetli) Firavun’a?

11. Bunlar ülkelerde azmışlardı.

12. Oralarda çok bozgunculuk yapmışlardı.

13. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı.

14. Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir.

15. Ama insan, her ne zaman Rabbi onu sınayıp da ikramda bulunur, nimet verirse, “Rabbim bana ikram etti.” der.

16. Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, “Rabbim beni zillete düşürdü.” der.

17. Hayır hayır, doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz.

18. Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz.

19. Oysa mirası öyle bir yiyorsunuz ki, haramhelal gözetmeden.

20. Malı öyle bir seviyorsunuz ki, yığmacasına.

21. Hayır hayır, yer birbiri ardınca sarsılıp dümdüz olduğu zaman,

22. Rabbinin emri gelip melekler sıra sıra dizildiği zaman,

23. Ki cehennem de o gün getirilmiştir. İşte o gün insan anlar. Fakat bu anlamanın ona ne yararı var?

24. “Keşke hayatım için bir şeyler yapıp gönderseydim.” der.

25. Artık o gün Allah’ın edeceği azabı kimse edemez.

26. Onun vuracağı bağı kimse vuramaz.

27. Ey, Rabbine, itaat edip huzura eren nefis!

28. Hem hoşnut edici, hem de hoşnut edilmiş olarak Rabbine dön.

29. Kullarımın arasına gir.

30. Cennetime gir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Andolsun bu beldeye

2. Ki sen bu beldede oturmaktasın.

3. Ve and olsun baba ve çocuğuna.

4. Biz insanı gerçekten bir sıkıntı içinde yarattık.

5. İnsan, kendisine karşı kimse güç yetiremez mi sanıyor?

6. Ben, yığın yığın mal yok ettim diyor.

7. Kendisini bir gören olmadı mı sanıyor?

8. Biz ona iki göz vermedik mi?

9. Bir dil ve iki dudak?

10. Ona iki yolu gösterdik.

11. Fakat o, o sarp yokuşa göğüs veremedi.

12. Bildin mi sen, o sarp yokuş nedir?

13. Köle azat etmek,

14. Veya salgın bir kıtlık gününde yemek yedirmektir,

15. Yakınlığı olan bir yetime,

16. Veya hiçbir şeyi olmayan yoksula.

17. Sonra da iman edip de sabrı tavsiye eden ve merhamet tavsiye edenlerden olmaktır.

18. İşte bunlar, amel defterleri sağlarından verilenlerdir.

19. Âyetlerimizi tanımayanlar ise, onlardır işte amel defterleri sollarından verilenler.

20. Onların üzerlerine bir ateş bastırılıp kapıları kapanacaktır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Güneş’e ve onun parıltısına,

2. Güneş’in ardından gelen Ay’a,

3. Güneş’i açıp ortaya çıkaran gündüze,

4. Onu örten geceye,

5. Göğe ve onu bina edene,

6. Yere ve onu döşeyene,

7. Nefse ve onu biçimlendirene,

8. Sonra da ona kötülük ve takva kabiliyetini verene yemin olsun ki,

9. Elbette nefsini temizleyip parlatan kurtulmuştur.

10. Onu kirletip gömen de ziyan etmiştir.

11. Semud, azgınlığıyla Hakk’ı yalanladı,

12. En azgınları ileri atılınca,

13. Allah’ın Rasulü (Salih peygamber) onlara: “Allah’ın devesini ve onun su nöbetini gözetin.” demişti.

14. Fakat onlar peygamberi yalanlayıp deveyi kestiler. Rableri de günahlarını başlarına geçiriverdi de orayı dümdüz etti.

15. Öyle ya, Allah bu işin sonundan korkacak değil ya.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Örttüğü zaman geceye,

2. Açıldığı zaman gündüze,

3. Erkeği ve dişiyi yaratana and olsun ki,

4. Gerçekten sizin işiniz başka başkadır.

5. Bundan böyle her kim malını hayır için verir ve korunursa,

6. Ve en güzel olanı doğrularsa,

7. Biz onu en kolay yola muvaffak kılacağız.

8. Kim de cimrilik eder ve kendini hiçbir şeye ihtiyacı kalmamış görür.

9. Ve en güzeli de yalanlarsa,

10. Onu da en zor yola hazırlarız.

11. Çukura yuvarlandığı zaman malı onu kurtaramayacak.

12. Doğru yolu göstermek muhakkak bize aittir.

13. Kuşkusuz ahiret de dünya da bizimdir.

14. Ben sizi köpürdükçe köpüren bir ateşe karşı uyardım.

15. Ona ancak en azgın olan girer.

16. Öyle azgın ki, yalanlamış ve sırtını dönmüştür.

17. En çok korunan ise ondan uzaklaştırılacaktır.

18. O ki, Allah yolunda malını verir, temizlenir.

19. Onun yanında, başka bir kimse için karşılığı verilecek hiçbir nimet yoktur.

20. O ancak yüce Rabbinin rızasını aramak için verir.

21. Elbette yakında kendisi de hoşnut olacaktır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Andolsun kuşluk vaktine.

2. Ve sakinleştiği zaman geceye ki,

3. Rabbin seni bırakmadı ve darılmadı.

4. Ahiret senin için dünyadan iyi olacaktır.

5. Rabbın sana verecek ve sen hoşnut olacaksın.

6. O seni yetim bulup da barındırmadı mı?

7. Seni yol bilmez bulup yola iletmedi mi?

8. Seni yoksul bulup zengin etmedi mi?

9. Öyleyse sakın yetimi ezme.

10. Dilenciyi de azarlama.

11. Fakat Rabbinin nimetini anlat da anlat.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Biz senin için (mutluluğun) göğsünü açmadık mı?

2. Senden yükünü indirmedik mi?

3. O senin sırtını ezen yükü.

4. Senin şanını yüceltmedik mi?

5. Demek ki, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.

6. Evet, zorlukla beraber bir kolaylık vardır.

7. O halde boş kaldın mı, yine kalk (başka bir iş ve ibadetle) yorul.

8. Ancak Rabbine yönel.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Tîn’e ve Zeytun’a,

2. Sina dağına

3. Ve bu güvenli beldeye andolsun ki,

4. Biz insanı en güzel biçimde yarattık.

5. Sonra da çevirdik aşağıların aşağısına attık.

6. Ancak iman edip iyi işler yapanlar başka; onlar için kesintisiz bir ecir vardır.

7. O halde sana dini ne yalanlatır?

8. Allah, hakimlerin hakimi değil mi?

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Yaratan Rabbinin adıyla oku!

2. O, insanı bir alekadan (embriyodan) yarattı.

3. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir.

4. O Rab ki kalemle yazmayı öğretti.

5. İnsana bilmediği şeyleri öğretti.

6. Hayır! Doğrusu (kâfir) insan azgınlık eder.

7. Kendisinin muhtaç olmadığını zannettiği için.

8. Muhakkak ki dönüş mutlaka Rabbinedir.

9,10. Namaz kıldığı zaman, bir kulu engelleyeni gördün mü?

11. Gördün mü (ne dersin?), ya o (kul) doğru yolda olur,

12. Veya kötülüklerden sakınmayı emrederse?

13. Gördün mü, ya bu (adam, hakkı) yalanlar, yüzçevirirse,

14. O adam, Allah’ın kendini gördüğünü hiç bilmiyor mu?

15,16. Hayır, hayır! Eğer o, bu davranışından vazgeçmezse, and olsun ki biz, onu perçeminden, o günahkâr ve yalancı perçeminden tutup cehenneme sürükleriz.

17. O zaman o taraftarlarını yardıma çağırsın.

18. Biz de Zebanileri çağıracağız.

19. Sakın onu dinleme de (Rabbine) secde et ve yaklaş.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Biz o (Kur’ân)nu Kadir gecesinde indirdik.

2. Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin?

3. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır.

4. Melekler ve Ruh (Cebrail veya Ruh adındaki melek) o gece Rablerinin izniyle, her iş için inerler.

5. O gece, tanyeri ağarıncaya kadar süren bir selâmettir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Kitap ehlinden ve müşriklerden (Hakk’ı) tanımayanlar, kendilerine açık delil gelinceye kadar inkârlarından ayrılacak değillerdi.

2. (Bu delil), tertemiz sayfaları okuyan, Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberdir.

3. O sayfalarda, en doğru hükümler vardır.

4. Kitap ehli, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

5. Halbuki onlar, dini sadece Allah’a tahsis ederek, Allah’ı birleyerek, ancak Allah’a ibadet etmekle, namazı kılmakla ve zekatı vermekle emrolunmuşlardır. İşte dosdoğru din budur.

6. Kâfirler, gerek kitap ehlinden olsun gerek puta tapanlardan olsun muhakkak, cehennem ateşindedirler. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Onlar, insanların en şerlileridir.

7. İnanan ve güzel amel işleyenler de insanların en hayırlılarıdır.

8. Rableri katında onların mükâfatı, altlarından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Orada ebedî olarak kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbine saygı gösterene mahsustur.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Yer o yaman sarsıntı ile sarsıldığı,

2. Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,

3. Ve insan: “Ona ne oluyor?” dediği zaman.

4,5. O gün yer, Rabbinin ona vahyetmesiyle haberlerini anlatacaktır.

6. O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır.

7. Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir.

8. Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. O harıl harıl (savaşa) koşanlara,

2. (Tırnaklarıyla yerden) ateş çıkaranlara,

3. Sabahleyin akın edenlere,

4. Tozu dumana karıştıranlara,

5. Derken bir topluluğun ortasına dalanlara yemin ederim ki,

6. Şüphesiz insan, Rabbine karşı çok nankördür.

7. Ve kendisi de buna şahittir.

8. Gerçekten o dünya malını çok sevdiği için katıdır.

9. Bilmiyor mu ki, kabirlerin içindekiler fırlatılacak.

10. Ve sinelerin içindekiler derlenecek.

11. O gün Rableri onların bütün yaptıklarından haberdardır

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1,2,3. Kâria! (Çarpacak kıyamet) Nedir o kâria? Kârianın ne olduğunu sen bilir misin?

4. O gün insanlar yayılmış pervaneler gibi olurlar.

5. Dağlar atılmış renkli yünler gibi olur.

6,7. O gün kimin tartıları ağır basarsa o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir.

8,9. Kimin tartıları hafif gelirse, onun anası da (varacağı yer, sığınacağı durağı) hâviye (uçurum)dır.

10. O uçurumun ne olduğunu sen nereden bileceksin?

11. O, kızgın bir ateştir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1,2. Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı.

3. Hayır! Yakında bileceksiniz.

4. Yine hayır! Yakında bileceksiniz (hatanızı).

5,6. Hayır! Eğer kesin bilgi ile bilseniz, elbette cehennemi görürsünüz.

7. Sonra, yemin olsun ki, cehennemi yakin gözüyle göreceksiniz.

8. Sonra, yemin olsun ki, o gün (size verilen) her nimetten sorulacaksınız

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Asra yemin olsun ki,

2. İnsan mutlaka ziyandadır.

3. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1,2. Mal toplayıp onu tekrar tekrar sayan, insanları arkadan çekiştirip, kaş göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline!

3. Malının, kendisini ebedi yaşatacağını sanır.

4. Hayır, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atılacaktır.

5. Hutame’nin ne olduğunu bilir misin?

6,7. O, kalplerin içine işleyecek, Allah’ın tutuşturulmuş bir ateşidir.

8,9. Cehennemlikler, dikilmiş direklere bağlı oldukları halde, o ateşin kapıları üzerlerine kapatılacaktır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Görmedin mi Rabb’in fil sahiplerine ne yaptı?

2. Onların tuzaklarını boşa çıkarmadı mı?

3. Üzerlerine sürü sürü kuşlar gönderdi.

4. Onlara çamurdan sertleşmiş taşlar atıyorlardı.

5. Ve onları, yenilmiş ekin yaprağı gibi yaptı.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Kureyş’in ilâfı (güven ve barış andlaşmalarından faydalanmalarını sağlamak) için.

2. Kış ve yaz seferlerinde (faydalandıkları andlaşmaların) kadrini bilmiş olmaları için.

3. Bu Beyt (Kâbe)nin Rabbine kulluk etsinler.

4. O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Dini yalanlayanı gördün mü?

2. İşte o, öksüzü iter, kakar.

3. Yoksulu doyurmaya önayak olmaz.

4. Vay haline o namaz kılanların ki,

5. Kıldıkları namazın değerine aldırış etmezler.

6. Gösteriş yaparlar onlar,

7. Ve yardımlığı sakınırlar (zekatı vermezler).

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Muhakkak biz sana Kevser’i verdik.

2. Öyleyse Rabb’in için namaz kıl ve kurban kes.

3. Muhakkak ki sonu kesik olan, sana buğzedendir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki: Ey kâfirler

2. Sizin taptıklarınıza ben tapmam.

3. Siz de benim taptığıma tapıcılar değilsiniz.

4. Ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim.

5. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz.

6. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Allah’ın yardımı ve fetih geldiğinde,

2. Ve insanların dalga dalga Allah’ın dinine girdiklerini gördüğünde,

3. Rabbini öğerek tesbih et, O’ndan bağışlanmanı dile, çünkü O, tevbeleri çok kabul edendir.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Ebu Leheb’in elleri kurusun (yok olsun o), zaten yok oldu ya.

2. Ne malı ne de kazandığı onu kurtaramadı.

3. (O), alevli bir ateşe girecektir.

4. Karısı da odun hamalı olarak (onunla beraber girecektir).

5. Boynunda da hurma lifinden bir ip olacaktır.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki; O Allah bir tektir.

2. Allah eksiksiz, sameddir (Bütün varlıklar O’na muhtaç, fakat O, hiç bir şeye muhtaç değildir

3. Doğurmadı ve doğurulmadı

4. O ‘na bir denk de olmadı.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki: “Ben, ağaran sabahın Rabbine sığınırım,

2. Yarattığı şeylerin şerrinden,

3. Karanlığı çöktüğü zaman gecenin şerrinden,

4. Ve düğümlere üfleyen büyücülerin şerrinden,

5. Ve hased ettiği zaman hasetçinin şerrinden.

Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. De ki: Sığınırım ben insanların Rabbine,

2. İnsanların hükümdârına,

3. İnsanların ilâhına,

4. O sinsi vesvesecinin şerrinden.

5. O ki, insanların göğüslerine vesveseler fısıldar.

6. Gerek cinlerden, gerek insanlardan.