Namazın Çeşitleri

Hanefîler’e göre namazın çeşitleri itibariyle üçe ayrılır. Farz Namazlar, Vacip Namazlar ve Nafile, Sünnet Namazlar;

Farz Namazlar

Allah’ın kesin olarak kılınmasını emrettiği namazlar farz namazlardır.

  • Bir gün bir gecede 17 rekat kıldığımız beş vakit namaz,
  • Her cuma günü öğle namazı vaktinde cemaatle kılınan ve farz olan kısmı 2 rekat olan Cuma namazı,
  • Cenaze namazı,
  • Mazeret sebebiyle vaktinde kılınamayan vakit namazlarının kazası farz namazlardandır.

Bunlardan sadece Cenaze namazı Farz-ı Kifaye yani birileri kılınca diğer müslümanların kılmadığı için sorumlu olmadığı namazdır. Bundan hariç diğer tüm namazlar Farz-ı Ayın yani yükümlü olan her müslümanın kılmasının zorunlu olduğu namazlardır.

A. Beş Vakit Namaz

Peygamber efendimiz (s.a.s) tarafından detayları bizlere açıklanan beş vakit namaz biz aciz kullar için günde beş defa günlük hayatın endişe ve telaşından kurtularak Allah’ın huzuruna çıkma fırsatıdır.

Beş vakit namazın farzları sabah namazında 2 rekat, öğle namazında 4 rekat, ikindi namazında 4 rekat, akşam namazında 3 rekat ve yatsı namazında 4 rekat olarak toplam 17 rekattır.

Allah, beş vakit namazı farz kılmıştır. Kim abdesti güzelce alır, beş vakit namazı vaktinde kılar, rükûunu, secdesini ve huşûunu tam yaparsa, bu kimseye Allah’ın onu bağışlayacağına (ve cennete koyacağına) dair ahdi vardır. Namazlarını kılmayan kimseye ise Allah’ın bir sözü yoktur. Dilerse onu bağışlar (ve cennetine koyar), dilerse ona azap eder. (Ebu Dâvud, Salât, 9)

B. Cuma Namazı

Dinimizde oldukça önemli olan Cuma günü ibadeti aslında daha önceki diğer semavi dinlerde de haftalık ibadet günü olarak belirlenmiş fakat onlar bunu değiştirerek yahudiler cumartesiyi, hıristiyanlar ise pazar gününü haftalık toplantı ve ibadet günü kabul etmişlerdir. Son olarak Cuma günü, müslümanlara haftalık ibadet günü kılınmıştır.

Dünyanın başlangıcından, sonuna ve ahirete kadar Cuma gününün önemi çok büyüktür. Peygamberimiz (s.a.s.);

Üzerine güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür; Adem o gün yaratılmış, o gün cennete girmiş ve o gün cennetten çıkmıştır. Kıyamet de cuma günü kopacaktır. (Müslim, Cuma, 18)

Bizler için adeta bir bayram günü olan bu mübarek güne oldukça önem vermek gerekli. Bu hususda Peygamberimiz (s.a.s.)

Bir kimse güzelce abdest alır, sonra mescide gelir de susup, okunacak hutbeyi dinlerse, gelecek Cumaya kadar ve ondan sonraki üç gün içinde işleyeceği günahlar affedilir (Müslim, Cuma, 24)

Perşembe günü akşamından başlayarak bu güne hazırlanmak, maddi ve manevi temizliklerimize daha fazla özen göstermek, boy abdesti almak, temiz elbiseler ve güzel kokular sürmek önemlidir. Bu kadar önemli bir günde yapılan dualar kabul olur, Peygamberimiz (s.a.s.) “Cuma günü bir saat vardır ki müslüman bu saate isabet ederek Allah’tan hayırlı bir şey isterse, Allah ona istediğini verir” (Müslim, Cuma, 15) buyurmuştur. Hatta Allah Elçişi’nin Ben icabet saatinin, hangi an olduğunu biliyordum, fakat Kadir gecesi gibi bana unutturuldu.” (Hakim, I, 279) buyurduğu nakledilmiştir. Bunun amacı elbette insanların bütün gün boyunca Allah’a yönelmelerini sağlamaktır.

Cuma namazı, cuma günü şartları gerçekleştiğinde öğle vaktinde öğle namazı yerine iki rekat olarak kılınır. Mükellef olmayan (örneğin hanımlar) kişilerde gönüllü olarak cuma namazı kılarlarsa, bu namaz öğle namazı yerine geçer. Tekrar öğle namazı kılmalarına gerek kalmaz.

Dikkat edelim, Peygamberimiz (s.a.s.) “Allah, tembellik ve gevşeklik ederek, önemsemeyerek üç cuma namazını terk eden kimsenin kalbini mühürler” (Ebu Davud, Salat, 210; Nesai, Cuma, 2) buyurarak bugünü ve cuma namazını önemsemenin gerekliliğini belirtmiştir.

C. Cenaze Namazı

Her canlı bir gün ölümü tadacaktır, ölümsüz olan ve her zaman baki kalacak olan ise sadece Allah’dır. Hepimiz öleceğiz fakat ölüm bir son değil, yeni bir hayatın başlangıcıdır ve herkes bu yeni hayat için hazırlık yapmalıdır.

“Müminlerden en zeki, en akıllı kişi kimdir, yâ Resûlellah?” diye soran bir kişiye Peygamber efendimiz “Ölümü çok düşünen ve ona karşı hazırlığını tamamlamakla meşgul olan kimsedir; işte onlar en zeki olanlardır” (İbn Mâce, Zühd, 31) cevabını vermişlerdir.

Bir müslüman öldüğünde başta yakınları, komşuları ve tanıyanları olmak üzere müslümanlarca kılınması gereken namazdır. Bu namazı, kendilerine haber ulaşan kimselerden bazıları eda ettiğinde diğerlerinin sorumluluğu düşer fakat sevap ve faziletini namazı kılanlar elde etmiş olurlar.

Cenaze namazı, ölü için duadır, son vazifedir, onun günah ve kusurlarının bağışlanmasını Allah’tan dilemektir.

Ölen insanın bir an önce yıkanması, kefenlenmesi ve defnedilmesi sünnettir. Cenazenin taşınıp kabre defnedilmesinde acele etmek müstehaptır. Cenaze taşınırken, koşmadan fakat biraz hızlı yürünür. Cenazeyi kabre kadar omuzlarda taşımak ise büyük sevaptır.

Birden fazla cenazenin namazının ayrı ayrı kılınması daha iyidir ve hangi cenaze daha erken gelmişse ilk önce onun namazı kılınır. Bununla beraber cenazelerin hepsine birden, tek bir namaz kılınsa da yeterli olur.

Bir insanın öldüğünü duyan kimse “Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aidiz ve şüphesiz ona döneceğiz.” manasındaki “İnnâ lillahi ve innâ ileyhi râciûn” (Bakara, 2/156) ayetini okur (Müslim, Cenaiz, 4). Ayrıca ölen bir kişinin ardından bağırıp çağırarak ağlamak doğru değildir.

Hanefi mezhebine göre cenaze namazının farzları, dört tekbir almak ve ayakta durmaktır (kıyâm). Selam vermek vacibdir. Cenaze namazında rûkû ve secde yoktur.

Cenaze namazının sünnetleri; imamın ölünün göğüs hizasında durması, birinci tekbirden sonra “Sübhaneke” okumak, ikinci tekbirden sonra “Allahümme Salli ve Allahümme Barik” okumak, üçüncü tekbirden sonra dua okumak.


İLAVE NOTLAR

  1. Cenaze namazını bir kişi tek başına kılsa da yeterlidir.
  2. Tek başına kılan kişi bir kadın olabilir.
  3. Cemaatle kılınması daha faziletlidir.

Vacip Namazlar

A. Bayram Namazları

Ramazan ve Kurban bayramı olmak üzere yılda iki tane bayram namazı vardır ve kendilerine cuma namazı farz olan kişilere, bayram namazı vâciptir.

B. Vitir Namazı

Vitr Arapça’da çiftin karşıtı olan “tek” manasındadır. Peygamber efendimiz günün kılınan son namazının tek olmasını tavsiye etmiştir. Daha makbul olanı bir miktar uyuduktan ve uyandıktan sonra, sabah namazı vaktinden biraz önce, eğer uyuduktan sonra kalkabileceğinden endişe ediliyorsa yatsı namazından hemen sonra ve yatmadan önce kılınabilir.

Peygamber efendimiz (s.a.s.) buyurmuştur ki;

Ey Kur’an ehli! Vitir namazı kılın. Çünkü Allah tektir, teki sever. (Müslim, Zikr, 5-6; Buhârî, Deavât, 69; Ebû Davud, Vitr, 1; Tırmîzî, Vitr, 2; Nesaî, Kıyamü’l-leyl, 27)

Üç şey vardır ki, bana farzdır, fakat size farz değildir. Kuşluk namazı, kurban ve vitir namazı (Zeylaî, Nasbu’r-Râye, II, 105)

Allah size bir namaz daha fazladan ilave etmiştir. Bu namaz da vitirdir. Vitir namazını yatsı ile şafak sökünceye kadar geçen zaman içinde kılın (A. İbn Hanbel, II, 180, 206, 208, V, 242, VI, 7; bk. Tırmizî, Vitr, 12; Ebû Dâvud, Vitr, 8; Müslim, Salatü’l-Müsafirîn, 53)

Bu hadisteki kılın emri, Ebû Hanife’ye göre vücup ifade ettiği için o, vitr namazını vâcip hükmünde görmüştür.

Resûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur;

"(Kıyamet gününde) kulun ilk önce hesaba çekileceği şey, namazdır..."

(N3996 Nesâî, Muhârebe, 2)

İbn Med'ud'dan (ra) rivayet edildiğine göre, bir adam Hz. Peygamber'e (s.a.s.)

"Amellerin/İbadetlerin en faziletlisi hangisidir?"

buyurdu.

"Vaktinde kılınan namazdır..."

(N7534 Buhârî, Tevhîd, 48)

diye sordu. Peygamber efendimiz,

Nafile ve Sünnet Namazlar

Nafile namazlar, farz ve vacip namazların dışında kalan ve peygamberimizin (s.a.s.) sünnetine uyularak belirli zamanlarda kılınan veya bazı vesilelerle Allah’a yaklaşmak ve sevap kazanmak amacıyla kılınan namazlardır. Farz namazların öncesinde veya sonrasında kılınan sünnet namazlar da nâfile namaz kapsamındadır.

Sünnet, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) yaptığı ve bir bağlayıcılık ve gereklilik olmaksızın yapılmasını istediği ve teşvik ettiği şeylerdir.

Sünnet namazlara verilen önem ise Hz.Peygamber’e bağlı olmanın bir göstergesi olarak kabul edilmiştir. Bunun için de, bu namazların mümkün oldukça kılınması tavsiye edilmiş ve terkedilmesi kötü bir davranış sayılmıştır. Bununla birlikte, sonuçta farz veya vâcip olmayıp sünnet olduğu için de çeşitli nedenlerle terkedilmesine müsaade ve müsamaha edilmiştir.

A. Revatip Sünnetler / Sünnet Namazlar

Cuma veya vakit namazlarının önünde veya arkasında kılınan, farz namazlara hazırlayıcı ve onları koruyucu, bir vakti bulunan namazlardır. Farz namazlara tâbidirler, belli bir tertip ve devamlılık içinde, düzenli olarak kılınırlar.

  • Sünnet-i Müekkede: Peygamber efendimizin (s.a.s.) devamlı kıldığı, sırf bağlayıcı ve kesin bir emir olmadığını göstermek için nâdiren terkettiği namazlara denir. Kimi zaman bu namazları kılmamasının sebebi, insanlara farz olmadığını bildirmektir. Arapça manası “kuvvetli” demek olan müekked namazları kılan sevabı hak eder, terk eden ise cezayı ve günahı hak etmese de kınanmaya ve azarlanmaya müstehak olur. Bu bakımdan sünnet-i müekkedenin hükmü vacibe yakındır.
    • Sabah namazının farzından önce iki rekat
    • Öğle namazının farzından önce dört rekat, farzından sonra iki rekat.
    • Akşam namazının farzından sonra iki rekat
    • Yatsı namazının farzından sonra iki rekat
    • Ramazan ayında yatsı namazından sonra yirmi rekat Teravih namazı
    • Cuma namazının farzından önce dört, farzından sonra dört rekat

Her kim bir gün ve gecede, farz namazlar dışında on iki rekat namaz kılarsa, Allah Teâlâ ona cennette bir ev bina edecektir. Bunlar şu namazlardır: Sabah namazından önce iki rekat, öğleden önce dört rekat, öğleden sonra iki rekat, akşamdan sonra iki rekat ve yatsıdan sonra iki rekat. (Tirmizî, Salât, 189, H.No:415, Salât, 203, H.No: 433; İbn Mace, İkâme, 100, H.No: 1140-1142; Ebû Dâvud, Tatavvu’, 1, H.No: 1250)

  • Sünnet-i Gayri-Müekkede: Hz. Peygamber’in (s.a.s.) ara sıra terk terkettiği namazlara denir. Bu namazları kılan sevap ve övgüye lâyık görülür, terkeden dinen kınanmaz. Peygamberimiz bunları bazan kılmış bazan terketmiştir. Bunları da kılmaya çalışmalı, kılmamayı alışkanlık haline getirmemelidir.Müstehap / mendup namaz olarakta adlandırılır.
    • İkindi namazının farzından önce dört rekat
    • Yatsı namazının farzından önce dört rekat

Kulun kıyamet günü işl sorgulanacağı ameli, namazıdır. Kul, namazının hesabını tam verebilirse kurtuluşa erer. Eğer veremezse, hüsrana ve ziyana uğrar. Eğer farz namazlarında bir eksiklik olursa yüce Allah, ‘bakın bakalım kulumun nafile namazı var mı’ buyurur. Eğer n afile namazı varsa, farzlarındaki eksiklik nafile namazlar ile tamamlanır. Diğer amelleri de bu şekilde sorgulanır.

(Tırmizî, Salât, 301)

B. Regaip Sünnetler

Bunlar, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) uygulamalarına ve teşviklerine dayanılarak belirli zamanlarda, belli bir sebepten dolayı veya bazı vesilelerle kılınan veyahutta kişinin kendi isteğiyle herhangi bir zamanda Allah’a yakınlaşmak ve sevap kazanmak amacıyla kıldığı namazlardır. Günün mekruh olmayan zamanlarında kılınabilir. Bu namazlar da müstehap / mendup namazlardır.

Sünnet-i Müekkede namazlar, Müstehap/Mendup namazlardan derece bakımından daha üstündür.

Peygamber efendimiz (s.a.s) tarafından detayları bizlere açıklanan beş vakit namaz biz aciz kullar için günde beş defa günlük hayatın endişe ve telaşından kurtularak Allah’ın huzuruna çıkma fırsatıdır.

    • Teheccüd Namazı: Yatsı namazı kılındıktan sonra henüz uyumadan kılınan namaza “gece namazı”, eğer bir süre uyuduktan sonra kılırsa “teheccüd namazı” denir. Bu namazın sevabı oldukça çoktur. En az iki rekat, en fazla sekiz rekat kılınır ve her iki rekatta bir selam verilmesi daha faziletlir.Teheccüd namazı yatsıdan sonra vitir namazından önce kılınır. Yatsıdan sabah namazı vaktine kadar kılınabilir.

    • Kuşluk (Duhâ) Namazı: Güneş doğup kerâhat vakti çıktıktan yani güneşin doğumundan 45-50 dakika geçtikten sonra başlayıp zeval vaktine kadar kılınabilen namazdır. Diğer adı Duhâ namazıdır. İki, dört, sekiz veya on iki rekat olarak kılınabilir. Sekiz rekat kılınması daha faziletlidir.
  • Evvabin Namazı: Evvab, bir günah işlediğinde hemen tövbe eden ve Allah’ın sonsuz bağışlayıcılığına sığınan manasına gelmektedir. Evvabin ise evvab’ın çoğuludur dolayısıyla evvabin namazı tövbe edenlerin namazıdır.Akşam namazının sünnetinden sonra -hiç konuşmadan- dört rekat daha kılıp, altı rekata tamamlamak müstehaptır.Bazı fıkıh alimleri bu namazı akşam namazının sünnetinden sonra altı rekat olarak, bazılarıysa akşamın sünnetiyle beraber altı rekat olarak saymışlardır.
  • Tahiyyetü’l Mescid Namazı: Tahiyye selam vermek, tahiyyetü’l mescid ise mescidin selamlanması demek olsa da aslında tüm mescidlerin sahibi Allah’a saygı gösterme, mescidin Rabbi’ne selam vermek demektir. Müstehap bir namazdır.Peygamber efendimiz (s.a.s.) bu konuda;

    Biriniz mescide girdiği zaman oturmadan önce iki rekat namaz kılsın.Tirmizî, Salât, 235

    Aynı gün içerisinde birden çok defa aynı mescide girilse bile bir kez kılınması yeterli olur. Mescide girildiğinde oturmadan kılınması daha faziletlidir fakat oturduktan sonrada kılınabilir. Bununla beraber bir mescidde kılınacak farz ya da başka bir namaz tahiyyetü’l mescid yerine geçer. Namaz kılınmasının mekruh olduğu vakitlerde kılınmaz.

  • Yolculuk Namazı: Bir yola / yolculuğa çıkılacağı veya dönüldüğü zaman iki rekat namaz kılınması menduptur. Giderken evde, dönüldüğünde ise mescidde kılınması, Peygamber efendimiz (s.a.s.) böyle yaptığı için daha faziletlidir.Bu namazın amacı, kişinin yolculukta işlerinin kolaylaşması, sağ salim yuvasına ve sevdiklerine ulaşması için Cenab-ı Hakk’a dua niteliğindedir. Dönüşte kılınması da Cenab-ı Hakk’a teşekkür etmek içindir.
  • Hâcet Namazı: Maddi veya manevi, dünyevi veya uhrevi, arzu ettiği bir şeyin elde edilmesini (gerçekleşmesini) veya hoşnut olmadığı bir şeyin giderilmesini isteyen kimse öncelikle bu konuda yapabileceği her şeyi yapmalı, sonra ihtiyaç Allah’a arz edilmeli ve yardım istenmelidir.Dünyalık veya âhiretlik bir ihtiyacı olan kimse, yatsı namazını kıldıktan sonra iki, dört, veya on iki rekat Hâcet namazı kılar, sonra Allah Teala’ya sena ve Peygamber efendimize (s.a.s.) salat ve selam getirdikten sonra Peygamber efendimizin bildirdiği Hâcet Duasını okur ve ihtiyacının giderilmesini Allah’tan niyaz eder.

    Lâ ilâhe illallâhü’l-halîmü’l-kerîm. Sübhânallâhi Rabbi’l-arşi’l-azîm. Elhamdü lillâhi rabbi‘l-âlemîn; Es’elüke mücîbâti rahmetike ve azâime mağfiretik; ve’l-ismete min külli zenbin ve’l-ganîmete min külli birrin ve’sselâmete min külli ism. Lâ teda’ lî zenben illâ gaferteh; ve lâ hemmen illâ ferrecteh; velâ hâceten hiye leke rıdan illâ kadaytehâ. Yâ Erhame’r-râhimîn!

    Halim ve kerim olan Allah’tan başka ilah yoktur. Yüce arşın Rabbi olan Allah, bütün noksanlıklardan uzaktır. Hamd, alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur. Allah’ım rahmetine vesile olan ve günahları bağışlamanı gerektiren şeyleri, her türlü iyiliğe kavuşmayı ve her günahtan kurtulmayı senden dilerim. Allah’ım ! Benim bağışlamadığın hiçbir günahımı, gidermediğin hiçbir tasamı ve senin rızana uygun olup ta yerine getirmediğin hiçbir ihtiyacımı bırakma. Ey merhametlilerin en merhametlisi. Tirmizî, Salât, 140, 348; İbn Mace, İkamet, 189

    Hâcet namazının dört rekat kılınması halinde ilk rekatında Fatiha’dan sonra üç defa Ayet-ül Kürsi, kalan üç rekatta ise Fatiha’dan sonra birer defa İhlâs, Felak ve Nâs sûreleri okunur.

  • İstihâre Namazı: İstihâre, hayırlı olanı istemek demektir. İnsanlar, bir işin gelecekte olmasının veya olmamasının hayırlı olup olmadığı konusunda nasıl hareket edeceğini bilemeyebilir veyahutta önemli bir karar verileceği veya bir seçim yapılacağı zaman hangisinin kendileri hakkında hayırlı olup olmayacağını kestiremeyebilirler. Hacet namazı, bu gibi durumlarda manevi bir işarete nail olabilmek için kılınan iki rekatlık mendup bir namazdır.İstihâre yapmak, merak edilen bir konuyu veya merak edilen bir işin sonucunu öğrenmeye çalışmak değil, yapılması istenen bir işin hayırlı olup olmayacağının kendisine Allah tarafından bildirilmesini niyaz etmektir. İstihâre yapmadan önce mevzu bahis konu iyice araştırılmalı, gerekli istişareler yapılmalıdır. İstihâre, istişare ile alınan kararı desteklemek ve teyit etmek için yapılabilir fakat sadece görülen rüya ile amel edilmemelidir.Namazın ilk rekatında Fatiha’dan sonra Kâfirun sûresi, ikinci rekatında Fatiha’dan sonra İhlâs sûresi okunur. Namazın peşinden istihare duası okunur;

    Allâhümme! İnnî estehîruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es’elüke min fadlikel’azîm. Feinneke takdiru ve lâ akdiru ve ta’lemu ve lâ a’lemu ve ente allâmü’l-ğuyûb. Allâhümme! İn künte ta’lemü enne hâze’l-emre hayrün lî fî dînî ve meâşî ve âkıbeti emrî, ev kâle âcili emrî ve âcilihî fakdirhu lî ve yessirhü lî sümme bâriklî fîhi. Ve in künte ta’lemü enne hâze’l-emre şerrun lî fî dînî ve meâşî ve âkibeti emrî ve âcili emrî ve âcilihî fesrifhu annî vesrifnî anhü vakdür liye’l-hayre haysü kâne sümme ardinî bihî.

    Allahım! Sen bildiğin için senden hakkımda hayırlısını bana bildirmeni, kudretinle bana güç vermeni ve hayrın açıklanmasını senin büyük fadlu kereminden isterim. Çünkü senin her şeye kudretin yeter, benim ise yetmez. Sen her şeyi bilirsin, hâlbuki ben bilemem. Sen bütün gizli şeyleri en iyi bilensin. Allahım! Sen bilirsin, eğer bu iş (hangi iş için istihare yapılmışsa burada belirtilir) benim dinim, yaşayışım, işimin sonucu, dünyam ve ahiretim için hayırlı ise bunu bana takdir eyle, onu bana kolaylaştır ve bu işi bana mübarek eyle. Eğer bu iş, benim dinim, yaşayışım, işimin sonucu, dünyam ve ahiretim için kötü ise bunu benden uzaklaştır, beni de ondan uzaklaştır. Hayır nerede ise onu bana takdir et ve onunla beni hoşnut eyle.

    İstihâre duasından sonra abdestli olarak kıbleye yönelerek yatılır, rüyada beyaz/yeşil görmek veya ferahlık hissetmek işin hayırlı olacağına, kırmızı/siyah görmek veya sıkıntı/darlık ise şerre yorulur.

    İstihâre, gündüz veya gece yapılabilir, gece yapıp uykuya yatma ve rüyada işaret bekleme şartı yoktur fakat iyice yoğunlaşmak için geceleri yatmadan önce yapılması tavsiye edilir.

    İlk seferinde sonuç alınmaz ise 3 sefer veya 7 sefer tekrarlanabilir.

    İstihâre namazı kılmak mümkün değilse, sadece yukarıdaki istihare duasını okumakla yetinilir.

    Herkes tarafından iyi veya kötü olduğu bilinen (örn sevap/günah işlemek, ibadet etmek)şeylerde istihâre yapılmaz.

  • Tövbe Namazı: Bir müslüman her ne kadar dikkat etsede çoğu zaman günah işlemekten tam olarak sakınması mümkün olamayabilir. Bu gibi bir durumda hemen pişman olup, günah işlemekten vazgeçilmeli ve işlenen günahın bağışlanması için samimi bir şekilde tövbe edilmelidir.Tövbe, yapılan günahtan/günahlardan pişman olup affını istemek üzere Allah’a dönmek, O’nun sonsuz bağışlayıcılığına sığınmak demektir. Peygamberimiz (s.a.s.) tevbe konusunda “Günahlarından samimi olarak tevbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibidir. İbn Mâce, Zühd, 30Tevbe her zaman yapılabilir fakat kabul edilme umudu yüzünden özellikle mübarek günlerde ve bu günlerin gecelerinde, namaz arkalarında ve seher vaktinde tevbe etmek müstehabdır. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de (51/Zâriyât, 18) seher vaktinde istiğfar edenleri övmüştür.Peygamberimiz (s.a.s.) bu konuda şöyle buyurmuş;

    Bir kul günah işler de sonra kalkıp güzelce abdest alıp temizlenir ve iki rek‘at namaz kılarak Allah’tan bağışlanmak dilerse Allah onu mutlaka affeder İbn Mâce, Salât, 193


    ve arkasından aşağıdaki ayeti okumuştur;

    Onlar çirkin bir iş yaptıklarında ya da kendilerine zulüm ve haksızlık ettikleri zaman hemen Allah’ı hatırlayıp, günahlarının affedilmesini isterler; zaten günahları Allah’tan başka kim affedebilir ki! Bunlar o günahı bile bile bir daha yapmazlar Âl-i İmrân 3/135

    Tövbe namazı iki rekat kılınabileceği gibi daha fazla da kılınabilir.

  • Tesbih Namazı: Hayatta bir kez bile olsa kılınması tavsiye edilen bir namazdır.Peygamberimiz (s.a.s.) amcası Abbas’a “Bak amca sana on faydası olan bir şey öğreteyim; bunu yaparsan günahlarının ilki-sonu, eskisi-yenisi, bilmeyerek işlediğin-bilerek işlediğin, küçüğü-büyüğü ve gizli yaptığın-açıktan yaptığın on türlü günahını Allah bağışlar” diyerek bu namazı tavsiye etmiş ve öğretmiş, Abbas bunu her gün yapamayız deyince Peygamberimiz (s.a.s.), bu namazın haftada bir, ayda bir, yılda bir veya ömürde bir defa kılınmasının yeterli olacağını belirtmiştir Ebû Dâvûd, Tatavvu, 14, Salât, 303; Tirmizî, Salât, 350, Vitr, 19.

  • Küsûf (Güneş Tutulması) ve Hüsûf (Ay Tutulması) Namazı: Küsûf namazı: Güneş tutulduğu zaman, cemaatle, ezansız ve kametsiz olarak, en az iki rek‘at olmak üzere toplu olarak kılınan namazdır.Hüsûf namazı: Ay tutulduğu zaman, evde tek başına (cemaatle değil), iki veya dört rekat kılınan bir namazdır.Not: Deprem, şiddetli rüzgâr, aşırı yağmur, salgın hastalık, aşırı soğuk ve benzeri gibi korkunç olaylar sırasında da, bunların can ve mal kaybına yol açabilecek doğal âfete dönüşmemesi için dua etmek ve iki rekat namaz kılmak tavsiye edimiştir.
  • Abdest ve Gusülden Sonra namaz: Namaz abdesti veya gusül abdesti alındıktan sonra yaşlık kuruyacak kadar bir süre geçmeden iki rekat namaz kılmak menduptur. Bununla beraber, abdest alındıktan sonra kılınacak sünnet veya farz namaz ise abdest namazı yerine geçer.Bu konuda Peygamber efendimiz;

    Her kim şu benim aldığım gibi abdest alır ve aklından bir şey geçirmeyerek iki rek‘at namaz kılarsa geçmiş günahları affolunurBuhârî, Vudû, 14; Müslim, Tahâret, 5, 6, 17

Bu sayfayı istediğiniz sosyal medya ortamında paylaşabilirsiniz.