Hac Nasıl Yapılır?

Hac yolculuğumuz azami derecede önemlidir. Türkiye’de ki yoğun talebe rağmen Suudi Arabistan’ın her yıl kısıtlı sayıda hacı almasından dolayı çoğumuz için hac ibadeti ömründe sadece bir kez yapılabilecek bir ibadettir. Unutmayınız ki bu sayfada yazılan ibadetler bizler için bir daha çok zor ele geçebilecek fırsatlardır.

Bu sayfada hac nasıl yapılır, haccın farzları ve vacipleri nelerdir gibi konuları, her konunun altında belirtilen ayrıntılı anlatım sayfalarında ise haccın sünnetleri ve haccın adâbı gibi konuları anlatmaya çalışacağız. Bu önemli yolculuğun her adımı dikkatlice öğrenilmeli, buna göre planlı ve bilinçli bir şekilde hareket edilmeli..

Yolculuğuna gücü yetenlerin haccetmesi, Allah’ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı Kuran-ı Kerim Türkçe Meali – Al-i İmran Suresi, 97. Ayet

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem veda haccı esnasında “Haccı benden öğreniniz. Benden gördüğünüz gibi hac yapınız” Müslim, Hac, 310-312 buyurmuştur. Bu sebeple Veda Haccı sayfamızı da dikkatle okumanızı önemle arz ederiz.

Rabbimiz haccımızı mebrur eylesin.

– Hac yolculuğuna başlamadan önce maddi, manevi gerekli hazırlıklar yapılır
– Yolculuk günü geldiğinde gerekli namazlar ve dualar eda edilir
– İhrama girilir, iki rekat namaz kılınır
– Yapılacak haccın çeşidine göre ‘Hac’, ‘Umre’ veya ‘Hac ve Umre’ye niyet edilir, telbiye okunmaya başlanır
– Harem bölgesine, Mekke’ye ve Mescid-i Haram’a dualar ile girilir. Mekke’ye varınca mümkünse gusledilir.
– Mekke’ye varınca Kabe tavaf edilir, tavaf namazı kılınır ve zemzem içilir
– Sa’y yapılır
– Temettu haccına niyet edenler traş olur ve ihramdan çıkar. İfrad veya Kıran haccına niyet edenler ihramdan çıkamazlar.
– Temettu haccına niyet edenler yeniden hac için ihrama girerler
– Mekke’de sabah namazını kıldıktan sonra mümkünse Mina’ya gidip öğleden itibaren beş vakit namaz kılınır, ertesi sabah Arafat’a geçilir
– Arefe gününden önceki gün Mina’da kalamayanlar Arafat’a doğru yola çıkar
– Öğle vakti girince öğle ve ikindi namazları birleştirilerek kılınır. Arafat vakfesi eda edilir. Güneş battıktan sonra Müzdelife’ye geçilir
– Akşam ve yatsı namazları Müzdelife’de birleştirilerek kılınır. Geceyi burada geçirip sabah namazından sonra Mina’ya geçilir
– Akabe cemresi taşlanır
– İfrad haccına niyet edenler traş olarak ihramdan çıkar
– Temettu ve Kıran haccına niyet edenler kurban kesildi haberi geldikten sonra traş olarak ihramdan çıkar
– Ziyaret tavafı eda edilir ve bütün ihram yasakları kalkmış olur.
– Daha önce sa‘y yapılmamışsa tavaftan sonra sa‘y yapılır.
– Bayramın ikinci ve üçüncü günleri her üç cemreye yedişer taş atılır ve mümkünse geceleri Mina’da kalınır
– Bayramın üç günü Mina’da kalan hacılar dördüncü günde her üç cemreye yedişer taş atar
– Mekke’ye dönülür ve bol bol ibadet yapılır
– Mekke’den ayrılmadan evvel Veda Tavafı yapılır

açmak için + işaretine tıklayınız

Hacca Hazırlık

Hacca gitmeye bir miktar süre kala aşağıda sıraladığımız hazırlıklara başlamak ve eksiksiz tamamlamak adâbdandır.

Hacca helal kazanç ile gitmek, borçlarını ödemek, üzerinde hakkı bulunanlar ile helalleşmek, tanıdıklar ile vedalaşmak, bol bol tövbe etmek ve kendini hacca hazırlamak, zamanında eda edemediği ibadetlerini kaza etmek, kendini her türlü pis işlerden ve  fenalıklardan koruyarak manevi temizliğini sağlamak, hac konusunda detaylı bilgi edinmek.

İhram

İhramın kelime manası “haram kılmak, kendini mahrum bırakmaktır”. İhrama giren kimseye hac veya umre ibadeti tamamlanıncaya kadar diğer zamanlarda helal olan bazı davranışlar yasaklanmış, bazı davranışlar da özellikle tavsiye edilmiştir.

İhram kelimesi Türkçe’mizde hac ve umre süresince giyilen beyaz renkli dikişsiz kumaş ile özdeşleştiğinden yukarıda bahsettiğimiz asıl manası geri planda kalmıştır.

Bu sebeple ihrama girmek ile ihramı giymenin farklı şeyler olduğunu belirtmek gerekiyor.

İhramı giymek, iki parça dikişsiz bezi giymek iken; ihrama girmek, kişinin kendini dünyevi hazlardan, gösteriş ve kibirden, çokluk ve servet ile böbürlenmekten uzaklaştırmasını ifade eder. İhramın içindeyken unuttuğu acizliğini hatırlayarak kulluk bilincini ve Allah’a yakın olma şuurunu güçlendiren müslümanlar hac ibadetini tamamlamak ile tıpkı hatalarıyla ölen bir insana tekrar dünyaya dönme ve salih ameller işleme şansı verilmesi gibi günahlardan uzak yepyeni bir hayata adım atma iradesini kazanmış olurlar.

Haccını yapanla karşılaştığın zaman ona selam ver, onunla musâfaha et ve o evine girmeden önce senin için istiğfar etmesini iste. Zira onun günahları bağışlanmıştır. Müsned-i Ahmed, 5116

İhrama Girmeye Hazırlık

İhrama hemen aşağıda açıkladığımız mikat sınırlarını geçmeden girmek ve ihram yasaklarından sakınmak gerekmektedir.

İhram Sünnetleri

  1. İhramdan önce traş olmak, tırnakları kesmek, koltuk altı ve kasık kıllarını temizlemek.
  2. Gusül abdesti almak. Eğer imkanı yoksa abdest alınır, abdest mümkün değilse teyemmüm edilmez.
  3. Güzel koku sürünmek. Vücuda sürülen koku ihramı giydikten sonra devam edebilir fakat kokunun ihrama sürülmesi caiz değildir.
  4. İhramı giymek.
  5. Eğer kerâhet vakti değilse ihram sünneti olarak iki rekat namaz kılmak. İlk rekatta Kâfirûn, ikinci rekatta İhlas suresi okunur.
  6. İhramlıyken her fırsatta yüksek sesle telbiye okumak.
  7. Telbiyeyi her defasında 3 kez tekrarlamak.
  8. Telbiyeden sonra salatü selam okumak ve ardından dua etmek.

İhrama Girilen Yerler (Mikat)

Mescid-i Haram’ı içine alan ve sınırları Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem tarafından tespit edilen çevresine Harem denir. Bu bölgeye, içinde her türlü tecavüz, zararlılar dışındaki canlıların öldürülmesi ve bitki örtüsüne zarar verilmesi yasak olduğu için “yasaklanmış, korunmuş, dokunulmaz” manasında Harem denilmiştir. Harem bölgesinin hemen dışına ise yasakların kalkması sebebiyle “Helal” manasında Hil denilmiştir.

Harem bölgesine mikat sınırları dışından gelen müslümanlar ticaret, eğitim, hac veya umre veya ne maksatla olursa olsun bu bölgeye ihramsız giremezler. Bunun sebebiyse uzaklardan bu kutsal mekana ibadet dışında bir maksatla gelmenin uygun olmamasındandır.

Mekke’yi çevreleyen yerleşimlerden gelenlerin ihrama gireceği beş farklı nokta bizzat Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem tarafından belirlenmiştir. Mikat sınırlarında bulunan bu noktalarda genellikle büyük mescidler bulunur. Hacı adayları buralarda ihtiyaçlarını karşılar, ihrama girer, namaz kılar, niyet eder ve  telbiyeye başlayarak Mekke’ye doğru büyük yolculuğuna devam eder.

Bu yerlerin belirlenmiş olması sadece buralarda ihrama girileceği manasına gelmez, kendi yol güzergahı üzerinde bu beş farklı noktadan birinin hizasına gelen herhangi bir yerde ihrama girilebilir.  Örneğin Türkiye’den ulaşım artık sadece uçak ile yapılmaktadır. Türkiye’den giden hacıların en kuzeyde bulunan Zülhuleyfe hizasından önce ihrama girmiş olması gerekmektedir.

Ayrıntılı incelemek için Mikat sayfamızı ziyaret ediniz.

İhram Yasakları

İhramın yasakları on tanedir.

  1. Traş olmak. Saç, sakal veya bıyığı kesmek. Bedenin herhangi bir yerinden kıl koparmak, koltuk altı veya kasık kıllarını kesmek.
  2. Tırnak kesmek
  3. Erkeklerin dikişli elbise giymesi. Ön tarafı ve topuğu kapalı ayakkabı, çorap, eldiven veya iç çamaşırı giymesi.
    1. Dikişli de olsa ön tarafı ve topuğu açık olan terlik/sandalet giyilebilir.
    2. Ceket, palto, battaniye gibi kıyafetleri kollarını geçirmeden omuza almak veya üstüne örtmek caizdir.
    3. Şemsiye, kemer, çanta veya para kesesi kullanılabilir. Saat veya yüzük takılabilir.
    4. Düşmemesi için ihramın çengelli (çatallı) iğne ile tutturulması caizse de mekruhtur.
  4. Erkeklerin başını kısmen veya tamamen örtmesi. Kadınların yüzünü örtmesi.
  5. Vücuduna veya elbisesine koku sürmek. Süslenme maksadıyla saçın, sakalın, bıyıkların yağlaması, boyatılması, kınalanması, makyaj malzemesi kullanılması, yıkanırken kokulu sabun kullanılması.
  6. Harem bölgesinden bitki koparmak, çevreyi tahrip etmek, avlanmak veya avcıya yardımcı olmak. Bu yasak maddesi Harem bölgesinde hem ihramlı hem de ihramsız olan herkes için geçerlidir.
  7. Nikah akdi yapmak
  8. Cinsel ilişkiye girmeksizin şehvetle dokunmak, sarılmak, öpüşmek, cünsel davranışlarda bulunmak veya müstehcen şeyler konuşmak.
  9. Cinsel ilişkide bulunmak.
  10. Dinen haram sayılan işler yapmak, başkalarıyla kavga etmek, didişmek, çirkin ve hakaret içerikli söz söylemek, sövmek.

İhram yasakları konusunda kadın da erkek gibidir ancak kadınlar dikişli elbise giyebilir. Sadece peçe ve eldiven giyemez.

İhramlı kimsenin yıkanmasında (sabun vs. kokusuz olacak), sürme çekmesinde, iğne vurdurmasında ve kan aldırmasında bir sakınca yoktur.

İhrama Giriş ve Yolculuğa Hazırlık

Kutlu hac yolculuğumuz ve ihrama girmek için gerekli hazırlıklar adâb ve sünnete uygun olarak tamamlanır.

Uçakta ihrama girmek zor olacağından ayrıca uçak indiğinde Mikat sınırlarını geçmiş olacağından dolayı Türkiye’den Cidde’ye giden hacı adayları evlerinde veya hava alanında ihramlarını giyer ve niyetlerini yaparlar.

Yolculuğa Hazırlık

Evden çıkmadan yukarıda bahsedilen ihram sünnetlerinin uygun şekilde hazırlandıktan sonra abdest alınır, Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ‘in sünneti üzere iki rekat Yolcu Namazı kılınır. Namazdan sonra Ayetü’l-kürsi okuyup Allah’a hamd ve Resûlullah’a salatû selamdan sonra yolculuğun hayırlı ve bereketli geçmesi için dua edilir. Yolcu namazı sabah namazının ilk sünneti gibidir.

Yolculuğa başlayınca Sefer Duası okunur.

Sefer Duası:

Allahım! Bu yolculuğumuzda senden iyilikleri ve güzellikleri kulluk şuuruyla senin razı olacağın amelleri nasib etmeni niyaz ederiz.
Allahım! yolculuğumuz bize kolaylaştır, uzaklığımızı yakınlaştır.
Allahım! Yolculuğumuzda sahibimiz sensin. Geride bıraktığımız ailemizin de görüp gözeteni sen ol Ya Rabbi!
Allahım! Yolculuğun zorluklarından sana sığınırım. Kötü durumlara düşmekten, kötü ahlaktan ve ailemin başına kötü şeylerin gelmesinden sana sığınıyorum, sen koru Ya Rabbi!
Amin

İhram namazı

İhrama evde veya hava alanında girmek için kerahat vakti değilse iki rekat ihram namazı kılınır. Namazın ilk rekatında Kâfirûn, ikinci rekatında İhlas suresi okumak müstehaptır. Namazdan sonra kendisi ve tüm hacıların sağlıkla gidip gelmesi, yolculuğun hayırlı ve bereketli olması ayrıca haccının kabul, ibadetlerin makbul olması için dualar edilir.

Hacca Niyet

Duadan sonra hangi çeşit hac yapılacaksa (ifrad, temettü, kırân) ona niyet edilir. Niyet insanın hangi ibadeti yapacağını bilmesi ve bunu kastetmesidir. Niyeti diliyle de tekrar ederse daha güzel olur.

Niyet şöyle olur: “Allahım, senin rızan için ifrad/temettü/kırân haccı yapmaya niyet ettim, bu ibadeti ifa etmeyi bana kolaylaştır ve benden kabul et.”

Telbiye

Niyet ettikten sonra telbiye okunur. Telbiye, Allah’ın “İnsanlar arasında haccı ilân et” emri gereğince Hz İbrahim tarafından yapılan hac çağrısına uyan müslümanların söylediği sözlerdir. Telbiyenin geniş kabul görmüş bir manası da, Rabbimizin emrine itaat etmek ve davetine icabeti sürdürmede ısrarlı olmaktır. Telbiyeyi her defasında 3 kere söylemek sünnettir, erkekler yüksek sesle söylerken bayanlar seslerini fazla yükseltmez. Veda haccında Medine’den yolculuk eden 120bin kişinin avazı çıktığı kadar telbiye getirdiğine dair hadisler mevcuttur.

Lebbeyk Allāhümme lebbeyk lebbeyk lâ şerîke leke lebbeyk inne’l-hamde ve’n-ni‘mete leke ve’l-mülk lâ şerîke lek

Rabbim! Davetine sözüm ve özümle tekrar tekrar icabet ettim, emrine boyun eğdim. Rabbim! Senin davetine icabet boynumun borcudur. Senin eşin ve ortağın yoktur. Rabbim! Bütün varlığımla sana yöneldim; hamd senin, nimet senin, mülk senindir. Senin eşin ve ortağın yoktur.

İhrama girdikten sonra her fırsatta telbiye, tekbir, tehlil getirilir, salatû selam okunur.

Niyet ve telbiye ile hemen yukarıda bahsettiğimiz ihram yasakları başlamış oldu.

Vasıtaya binerken üç defa tekbir getirilir ve aşağıdaki dua okunur.

Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik. Biz elbette Rabbimize döneceğiz

Hac esnasında uyulacak adâblar

Yol arkadaşlarıyla iyi geçinmek, çok sabırlı ve hoşgörülü olmak, boş davranış ve konuşmalardan (siyaset, futbol, ticaret) kaçınmak sadece zikir ve ibadetle meşgul olmak.

Kutsal yolculuğumuz başlıyor

Hayatımızın belkide en önemli yolculuğu böylece başlıyor, her dakikası altın değerinde olan bu günleri en iyi şekilde değerlendirmenizi Yüce Allah’tan niyaz ederiz, haccınız mebrur olsun!

Veda Haccı sayfasına göz atmayı unutmayınız.

Mekke

Mekke ve Medine’yi çevreleyen ve sınırları Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem tarafından çizelen Harem bölgesine girerken aşağıdaki duayı okuyabiliriz:

Allah’ım! Burası senin güvenli kıldığın Harem bölgendir. Burayı Harem kıldığın gibi benim vücudumu da cehennem ateşine haram kıl! Kullarını dirilteceğin gün, beni azabından emin eyle, beni dostlarından ve sana itaat edenlerden eyle.

Mekke’ye girerken okunabilecek dua şöyledir…

Otele yerleştikten sonra abdest tazelenir, mümkünse gusül alınır ve fazla vakit kaybetmeden Harem-i Şerif’e gidilir. Mescid-i Haram’a girerken şu dua okunabilir:

Kovulmuş şeytanın şerrinden Yüce Allah’a, O’nun üstün zatına ve ezeli otoritesine sığınırım. Allah’ın adıyla giriyorum. Salat ve selam Allah’ın elçisinedir

Artık Kâbe’ye kavuşmaya çok az kaldı. Hz İbrahim’den çok önceleri inşa edilen Kâbe, zaman içinde yıkılmış ve temelleri de kaybolmuştu. Cebrail isimli meleğin bildirmesiyle Hz İbrahim tarafından yeniden eski temelleri üzerine inşa edilen Kâbe’yi görünce üç defa “Allahu ekber”, üç defa “Lâ ilâhe illellâhu vallâhu ekber” dedikten sonra şu dua okunabilir:

Allah’ım! Bu Kâbe’nin şerefini, yüceliğini, saygınlığını ve heybetini artır. Hac ve umre yapanların şerefini, saygınlığını ve iyiliğini de artır.
Allah’ım! Sen esenlik sahibisin, esenlik sendendir. Ey Rabbimiz! Bizi esenlikle yaşat.

Tavaf

Tavaf, Kabe sol tarafa alınarak ve Hacerül Esved hizasından başlayarak Kabe’nin etrafında yedi defa dönmeye denir. Tavafı ve sa’yı oluşturan her tura şavt, tavafın yapıldığı alana metâf denir. Tavaf yapmak için belli bir zaman yoktur fakat her farklı çeşit tavafın kendine uygun zamanı vardır. Tavaf abdestli olarak ve mazeret yoksa yürüyerek yapılır. Tavafın ardından kılınan tavaf namazı mekruh vakitlerde kılınmaz, mekruh vakit geçtikten sonra kılınır.

Tavaf, mescidi selamlama (tahiyyetül mescid)  namazının yerine geçtiği için herhangi bir mescide girdiğimizde kıldığımız bu sünnet namaz kılınmaz. Kabe’ye ulaşan hacı adayları eğer o anda vakit namazı kılınmıyorsa hemen tavafa başlar.

Temettü haccına niyet edenler tavaf ve sa’ydan sonra umreyi tamamlayıp ihramdan çıkacakları için tavafa başlarken telbiyeyi keserler. İfrad ve kıran haccı yapanlar ihramlı kalacakları için bayramın ilk günü şeytan taşlamaya kadar telbiyeye devam ederler. Tavaf esnasında telbiye okunmaz.

Tavafa “Allah rızası için tavaf yapmaya niyet ettim” diye niyet edilebilir. Niyeti Hacerül Esved hizasından önce yapmak gereklidir.

Tavaftan sonra eğer mümkünse Makam-ı İbrahim’in arkasında, değilse müsait bir yerde tavaf namazı kılınır ve dua edilir. Zemzem içilir ve eller ıslatılarak başa ve yüze sürülür.

Peşinden sa’y yapılan tavaflarda erkeklerin ıztıba ve remel yapmaları sünnettir.

Temettü haccına niyet edenlerin ilk tavafı Umre Tavafı olacağı için ilk üç şavtta ıztıba ve remel yapmak aynı zamanda tavafın peşinden sa’y yapmak gerekir.

Tavaf hakkında detaylı bilgi için Tavaf sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.

Sa’y

Sa’y sözlükte “yürümek, koşmak, çalışmak” demektir. Hac ve umre tavaflarından sonra Safa ve Merve tepeleri arasında toplam yedi defa gidip gelmeyi ifade eder.

Bildiğiniz gibi Hz. İbrahim’in eşi Hz. Hacer’in oğlu İsmail için su ararken Safâ ve Merve tepeleri arasında yedi kez koşturması sa’y ibadetinin kaynağın oluşturmuştur. Biraz dikkatli düşünüldüğünde bu ibadette ve diğer tüm hac ibadetlerinde çok önemli mesajlar olduğu görülecektir.

Sa’ye Safa tepesinden başlanır, burada Kabe’ye dönerek dua edilir, sa’y yapmaya niyet edilir ve Merve tepesine doğru yürümeye başlanır. Bu iki tepe arasında her gidişe tavafta olduğu gibi şavt, sa‘yin yapıldığı yere ise mes‘â denir. Yedi şavt sonunda yani Merve tepesinde sa’y tamamlanmış olur.

Sa’y esnasında dua, tekbir, tehlil ve Hz. Peygamber’e salâtüselâm okunur. Eğer mümkünse her şavt tamamlandığında, varılan tepenin üzerinde Kâbe’ye yönelerek dua edilir. Hz. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti olduğu üzere erkekler iki tepe arasındaki yeşil ışıklarla belirlenmiş alandan geçerken kısa adımlarla koşarlar.

Sa’y hakkında detaylı bilgiler için Say sayfamızı ziyaret ediniz.

BURAYA UMRENIN TAMAMLANG-DIGI IHRAMDAN CIKILDIGI SONRA HACDAN ONCE YENIDEN IHRAMA GIRILECEGI YAZILACAK

Mina Konaklaması

Arefe gününden bir önceki güne Terviye günü denir. Terviye günü sabah namazını Mekke’de kıldıktan sonra Mina’ya gelerek öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazlarını kılıp gecelemek, ertesi gün de (Arefe günü) sabah namazını burada kıldıktan sonra Arafat’a doğru hareket etmek sünnettir.

Günümüzde hacıların birçoğu izdiham vb. gibi sebeplerle Mina konaklaması yapmadan Mekke’den Arafat’a intikal etmektedir. Bazı özel tur firmaları Terviye günü Mina’da konaklamaktadır.

Aynı şekilde Hz. Peygamber’in uygulaması doğrultusunda bayramın birinci ve ikinci günlerinde de geceyi Mina’da geçirmek Hanefîler’e göre sünnet, diğer üç mezhebe göre vaciptir.

Vakfe

Vakfe kelime olarak “durmak, ayakta durmak, bir yerde beklemek” manasına gelmektedir. Vakfe esnasında çadırda, ayakta, kıbleye dönmüş şekilde topluca dua edilir, duayı genellikle Diyanet İşleri Başkanı yaptırır. Arefe günü Arafat’ta olmasak bile mutlaka televizyon veya radyodan vakfe duasına iştirak etmeliyiz.

Hac esnasında Arafat’ta ve Müzdelife’de olmak üzere iki kere vakfe yapılır. Bunlardan Arafat vakfesi farz, Müzdelife vakfesi ise vaciptir. Bunlardan Arafat vakfesi Arefe günü öğle namazından hemen sonra, Müzdelife vakfesiyse bayramın birinci günü sabah namazından hemen sonra yapılır.

Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem ‘in “Hac Arafat’tır” Tirmizî, Tefsir, 3 buyurmuştur, bu hadisten anlaşılacağı üzere Arafat hac ibadetimizde azami öneme sahiptir.

Arafat’ta kişinin abdestsiz, cünüp, hayız, uykuda olması veya vakfeye niyet edip etmemesi vakfenin geçerli olmasına engel değildir. Yalnız Arafat’ta bulunduğumuz her saniyesi altın değerinde olan kısa süre boyunca abdestli bulunmak, bu zamanını dua, zikir ve Rabbimize yalvarışla geçirmek önemlidir. Vakfenin yerine gelmesi için vakfe zamanında kısa bir süre de olsa vakfe alanında bulunmak yeterlidir.

Arafat vakfesi zamanı Arefe günü öğlen namazı vakti (zeval) başlar, bayramın birinci günü imsak (fecr) vaktine kadar devam eder. Genellikle Arefe günü sabahı Arafat’a ulaşan hacılar öğlen namazını burada ikindi ile birleştirerek kıldıktan sonra toplu olarak Arafat Vakfesini eda ederler.

Arafat’ta öğlen vaktinde öğlen ve ikindi namazları, Müzdelife’de ise akşam ve yatsı namazları yatsı vaktinde kılınır.  Bu sebeple öğlen vaktindeki namazlar kıldıktan sonra yatsıya kadar başka vakit namazı kılınmayacaktır.

Arafat’a gündüz vakti gelenler için güneş batıncaya kadara Arafat’ta kalmak vaciptir. Hacılar güneş battıktan sonra Müzdelife’ye doğru yola çıkarlar.

Müzdelife

Müzdelife’ye ulaşan hacılar yatsı vaktinde akşam ve yatsı namazlarını birleştirerek kılar ve Müzdelife’de belirli bir süre kalarak vakfe yaparlar, bu vaciptir. Kalabalık vb. gibi sebeplerden dolayı bazı Türk hacı grupları Maliki mezhebini taklit ederek Müzdelife vakfesini akşam ve yatsı namazları kıldıktan sonra yapar ve şaytan taşlamaya doğru yola çıkarlar. Sünnete uygun olan bu geceyi Müzdelife’de geçirmek, sabah namazını Müzdelife sınırları içinde kıldıktan sonra güneşin doğuşuna kadar vakfeyi tamamlayıp Mina’ya şeytan taşlama bölgesine doğru hareket etmektir.

Detaylı bilgi için lütfen Vakfe sayfamızı ziyaret ediniz.

şeytan Taşlama

Güneş doğmadan önce Müzdelife’den hareket eden hacılar bir miktar yürüdükten sonra cemerat da denilen şeytan taşlama bölgesine gelirler.

Şeytan taşlama günlerinde geceyi Mina’da geçirmek sünnet olup başka yerlerde gecelemek meruhtur.

Mina’da atılan taşların her birine ve sembolik olarak şeytanı temsil eden üç ayrı yere cemre denir, cemerat ise cemrenin çoğuludur.

Hz.İbrahim Allah’ın emriyle oğlu Hz.İsmail’i kurban etmeye götürürken kendisini engellemeye çalışan şeytanı Mina’nın söz konusu üç yerinde taşlamıştır Müsned, I, 297, 306-307; Hâkim, I, 466; Beyhakī, V, 153-154. şeytan taşlama bu hatırayı yaşatmakta ve bizleri sürekli günaha sokmaya çalışan şeytana karşı tepkimizi göstermeyi ve direnmeyi temsil etmektedir.

Burada aralarında mesafe olan 3 tane cemre bulunur. Müzdelife’den Mina’ya doğru yürüdüğümüzde karşımıza ilk olarak küçük şeytan (birinci cemre) daha sonra orta şeytan (ikinci cemre) ve büyük şeytan (akabe cemresi) çıkar.

Cemerat

Hacılar Mina’ya vardıkları zaman küçük ve orta şeytanı geçerek büyük şeytana doğru ilerler, büyük şeytanın yanında telbiyeye son verir ve yedi çakıl taşını “Bismillâhi Allahüekber” diyerek teker teker büyük şeytana atarlar.

Bayramın birinci günü sadece büyük şeytan taşlanır. Bayramın 2. ve 3. günleri her üç şeytan da taşlanacaktır. Birinci gündeki taşlamadan sonra Mekke’ye dönülebilir. Bayramın 3. günü fecir doğuncaya kadar Mina’dan ayrılmayanların bayramın 4. günü de her üç şeytanı taşlamaları gerekir.

Hanefiler’e göre akabe cemresinin (büyük şeytan) taşlanması vakti kurban bayramı birinci günü şafağın sökmesiyle başlasa da müstehap olan güneşin doğmasından sonra yapılmasıdır. Birinci gündeki taşlama aynı gün güneş batıncaya kadar yapılabilir fakat gündüz atamayanlar hiçbir ceza gerekmeksizin gece de atabilirler.

Bayramın 2. ve 3. günlerinde şeytan taşlama öğlen vakti (zeval) başlar ve ertesi gün fecrin doğuşuna kadar sürer. Bundan önce atılan taşlar geçersizdir.

Atılacak taşlar nohuttan büyük, fındıktan küçük olmalıdır. Taşların Müzdelife’den toplanması müstehap, cemrelerin civarından veya pis yerlerden toplanması ise mekruhtur.

Atılacak nesnenin üzerinde teyemmüm yapılabilen yani toprak cinsinden bir madde olması gerekir. Tuğla, mermer ve kurumuş çamur da taş hükmündedir. Demir, kurşun, toprak, tahta, plastik, şemsiye, terlik, su şişesi vb. bir nesne atılması geçersizdir.

Taşları atmayıp elle koymak caiz değildir. Bir defada hepsini veya birkaç tanesini atmak da tek taş atmak hükmündedir.

Hastalık, yaşlılık vb. sebeplerden dolayı taş atacak durumda olmayanların yerine vekâlet verdikleri kimseler de bu işi yapabilir.

Halkımız arasında şeytan taşlama – kurban kesme –  saç traşı olma sıralamasına dair akılda kalıcı bir formül gelişmiştir. Taş – Baş – Traş kelime sıralaması akılda kalıcı bir şekilde bu ibadetlerin sırasını bize özetlemektedir.

Kurban Kesme

Hanefiler’e göre hac ve umre ibadetlerini birlikte eda etme imkanına kavuşmaktan dolayı bir şükür olarak kesilmesi vaciptir. Bu yüzden Temettü ve Kıran haccına niyet edenler “hedy” adı verilen kurban keserler. Hedy kelimesi “yol göstermek, izinden gitmek; göndermek, hediye etmek” anlamlarına gelmektedir.

Genellikle Diyanet veya özel tur firmaları hacılardan aldıkları vekaletle bu ibadeti yerine getirirler. İfrad haccı yapanların veya umreye niyet edenlerin böyle bir yükümlülüğü yoktur.

Tüm hac ve umre ibadetlerinde vaciplerden bir tanesi yerine getirilmediğinde veya bazı ihram yasakları ihlal edildiğinde kurban kesilmesi vaciptir.

Temettü ve Kıran haccı yapanlar kesmekle yükümlü olduklarından ayrı olarak nafile kurban da kesebilirler.

Hedy kurbanının Harem sınırları içinde kesilmesi vaciptir.

Temettü ve Kıran haccı yapanlar için kurban kesme vakti bayramın birinci günü fecrin doğmasıyla başlar. Kurban daha önce kesilirse geçersiz olur, yeniden kesilmesi gerekir.

Şükür kurbanının en faziletlisi sırasıyla deve, sığır ve koyundur.

Bu kurbanı imkan olmaması, kurban bulunmaması vb gibi bir sebeple kesemeyenler üç günü hac sırasında, yedi günü hacdan sonra olmak üzere toplam on gün oruç tutarlar.

Kurban çeşitleri;

  • Udhiyye kurbanı, ibadet amacıyla Kurban Bayramında kesilen kurbandır.
  • Adak kurbanı, bir işin olmasıyla kesilen kurbandır
  • Akika kurbanı, doğan çocuk için kesilen kurbandır.
  • Hedy kurbanı;
    • Nafile Hedy: Hac ya da umre niyetiyle Mekke’ye giden kişinin kurban kesmesini vâcip kılacak herhangi bir mükellefiyeti olmaksızın sırf Allah rızası için kestiği kurbandır.
    • Vacip Hedy
      • Adak sebebiyle kişinin zimmetinde borç olarak tahakkuk eden hedydir.
      • Temettû veya kırân haccı yapan kimselerin kesmek zorunda oldukları şükür kurbanı ile hac ve umrenin vâciplerinden birinin yerine getirilmemesi veya ihram yasaklarına uyulmaması halinde kesilen ceza kurbanıdır

Saç Kesme

Büyük şeytan (Akabe cemresi) taşlandıktan sonra saçları kesmek vaciptir. Saçları dipten kesmeye “halk”, kısaltmaya “taksir” denir.

Temettü ve Kıran haccı yapanlar önce kurbanlarını kestirip sonra saçlarını keserler. İfrad haccı yapanlar ise kurban kesmedikleri için şeytan taşlamadan hemen sonra traş olabilirler.

Saç kesilmediği sürece ihramdan çıkılmış sayılmaz.

Şeytanı taşlayan ve kurbanı kesildi haberi gelen bir hacı artık ihramdan çıkma aşamasına gelmiştir. Bu kişi kendi saçını kendi kesebileceği gibi henüz kendi saçını kesmeden başkasının saçını da kesebilir.

Saçı dipten traş etmenin veya kısaltmanın başın en az dörtte birine uygulanması vaciptir. Saçın hepsinin dipten traş edilmesi veya kısaltılması ise sünnettir.  Başta bulunan saç miktarı başın dörtte birinden az ise hepsinin dipten traş edilmesi veya kısaltılması gereklidir. Saçı olmayanın traş aletini başında gezdirmesi vaciptir. Erkekler için saçı dipten traş etmesi daha sevaptır.  Kadınlar saçlarından parmak ucu uzunluğunda bir miktar keserler. Saçların Mina sınırları içinde kesilmesi daha faziletli kabul edilmiştir.

Saçları kesme zamanı Hanefiler’e göre bayramın birinci günü fecrin doğuşuyla başlar.

Saç kesildikten sonra ihramdan çıkılmış olur. Cinsel ilişki ve buna bağlı sarılma, öpme vb. davranışlar dışındaki bütün ihram yasakları kalkmış olur. Buna ilk veya küçük tahallül denir.

Cinsel ilişki ancak ziyaret tavafı yapıldıktan sonra helal olacaktır. Buna da ikinci veya büyük tahallül denir.