Bismillâhirrahmânirrahîm.

1. Burçlarla dolu göğe andolsun,

2. Va’dedilmiş güne (kıyamete) andolsun,

3,4,5. Şâhitlik edene ve şahitlik edilene andolsun ki, (mü’minleri yakmak için) hendek kazıp (içinde) alevli ateş yakanlar lânetlenmiştir.

Rivayete göre Necrân halkı Hıristiyanlığı kabul edince, Himyer Kralı Yahudi Zû Nuvâs onlara savaş açmış, dinlerinden dönmeyenleri açtığı hendeklerde yaktığı ateşlere atmıştı. Tefsir kaynaklarında bu âyetler başka olaylarla da açıklanmaktadırlar. Bu âyetler Mekke müşriklerinin işkencesine maruz kalan müslümanlara, geçmişte de inananların nasıl baskı altında kaldığını, ancak Allah’ın yardımının onlarla beraber olduğunu hatırlatmaktadır.

6,7. O vakit, ateşin etrafında oturmuş, mü’minlere yaptıklarını seyrediyorlardı.

8,9. Onlar mü’minlere ancak; göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan mutlak güç sahibi ve övülmeye lâyık Allah’a iman ettikleri için kızıyorlardı. Allah, her şeye şahittir.

10. Şüphesiz mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.

11. İman edip salih ameller işleyenlere gelince; onlara içinden ırmaklar akan cennetler vardır. İşte bu büyük başarıdır.

12. Şüphesiz, Rabbinin yakalaması çok çetindir.

13. Şüphesiz O, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrarlar.

14. O, çok bağışlayandır, çok sevendir.

15. Arş’ın sahibidir, şanı yüce olandır.

16. Dilediğini mutlaka yapandır.

17,18. Orduların, Firavun ve Semûd’un haberi sana geldi mi?

19. Hayır, inkâr edenler, hâlâ yalanlamaktadırlar.

20. Oysa Allah, onları arkalarından kuşatmıştır.

21. Hayır, o (yalanlamakta oldukları kitap) şanı yüce bir Kur’an’dır.

22. O, korunmuş bir levhada (Levh-i Mahfuz’da)dır.